Metallica İnönü Stadında mı? Has Siktir!
- Taylan Dündar
- 11 Kas 2020
- 2 dakikada okunur
“Has siktir! İçerideyim!” diye sessizce çığlık atıyordu dili. Gözleri görüyor, kulakları duyuyor, kalp hızını hissediyor ama beyni bu yabancı uyarıcıyla ne yapacağını bilemiyordu.
25 Haziran 1993, doğum günü, 16 yaşından gün aldığı ilk gün, İstanbul İnönü Stadyumunda, tek başına… Ayaklarında beyaz rebook pumpları, pumpların üzerine çıkan beyaz çorapları, yeşil diz üstü şortu, kendinden 2 beden büyük olan ama vücudu büyümeden giyilmesi gereken beyaz tişörtü ile stadyumun tam ortasında, ne yapacağını bilmez halde, öylece duruyordu. Günlerdir, bileti olmasına rağmen, içeri nasıl gireceğini düşünmüştü ama içeride ne yapacağını hiç düşünmemişti. Has Siktir!
Daha Kemancıya nasıl kaçak girebileceğinin planlarını yaparken kendini Metallica konserinde bulmuştu. Şimdi Kemancı düşünsündü. Güldü. Ona da has siktir dedi.
Kendine biraz geldiğinde, sahanın ortasında dikildiği 3 dakikada belki de 3 saat kaybettiğini, sahanın önüne doğru koşan insanları görmeye başladığında anladı. Ona da has siktir dedi.
Gidebildiği yere kadar giderek, herkesin yaptığı gibi yere oturdu. Burada yapabileceği en iyi şey diğerlerini taklit etmekti. Ama yalnızdı. Has Siktirdi…
Son birkaç yıldır deli gibi dinlediği Metallica’yı, sahnede, hem de oldukça yakın bir yerden izleyecekti. Heyecan Has Siktir’i savurdu.
Sonra bir Has Siktir daha savurdu heyecanına heyecan katarak. Metin, Ali, Feyyaz demek burada atıyordu golleri.
Birden, ilk gitar sesi duyuldu hoparlörlerden. Bu sefer koro halinde bir siktir yükseldi. Ve o “siktir” herkesi tanıştırdı.
Artık yalnız değildi 16’lık deli fişek. “AC/DC” – “Shes got the Jack”… İlk defa dinlediği şarkıda kendini Jack Jack Jack diye bağırırken buldu. Sevdi şarkıyı, sevdi ortamı, beğendi önündeki ablayı… Siktir be She…
Sonrası bir rüya. Önce “The Cult”, sonra başlayan açlık, sonra başlayan susuzluk, sonra başlayan insan dalgalanması… Bir sahnenin soluna doğru gidiyor, bir sağına doğru, ama aslında hareket bile edemiyordu. Sonra “Metallica” sahneye çıktı. İzdiham, küfürler, çığlıklar, İnönü stadının zemini üzerinde dar alanda pogo yapamayanlar. Tam bir “Creeping Death”.
Konser bitti, su almak istedi ama ne tişörtü üstündeydi ne cüzdanı… Kocaman bir Has Siktir çekti. Sad But True.
İnönü çölünden Beşiktaş Serabına koştu, meydandaki dini motiflerle süslenmiş çeşmeye kafasını soktu, dünyaya geldi tekrar, has siktir dedi, eve nasıl gidicem? "ride the lightning"
Kafasını otobüs durağına çevirdi, son otobüsü gördü, depar attı. Yakaladı son anda ve şoföre durumunu anlattı, adamcağızın ona inanması çok da zor olmadı, sanırım içeride aynı durumda olan tek o değildi. Bedavadan bindi otobüse, üstü çıplak, parasız, kimliksiz… İçerisi “full metal jacket” kokuyordu.
Tüm “my friend of misery” arkadaşlarım oradaydı…

Comments